Biri müzisyen ve oyuncu, diğeri ise sinema eleştirmeni ve senarist. Bartu Küçükçağlayan ve Melikşah Altuntaş, mart sonunda başladıkları ve 24 Haziran’da sezon finali yaptıkları ‘Mücbir Sebepler’ isimli yayınlarıyla karantina günlerimizin neşesi, eğlencesi oldu. Peki hepimizin önyargılarını yıkan bu ikiliyi iki stadyum dolusu insana izlettirecek kadar sevdiren şey neydi? Bizce özlediğimiz samimiyet...
COVID-19 salgını elbette dünyayı değiştirecekti.
Artık hiçbir şey eskisi gibi,
eski klişeliğinde ve sıradanlığında olmayacaktı.
Bunu biliyorduk. Sansürlenen diziler,
insanlar, fikirler ve sohbetlerden bıkmamış
mıydık? Samimiyetin insanlarda yarattığı
o hissi özlememiş miydik? İşte Bartu
Küçükçağlayan ve Melikşah Altuntaş’ın yayınlarında
yakaladığımız ve bizi her gece telefon
ekranının başına geçiren şey tam da
buydu, samimiyet. Hatta bazen bu samimiyetin
dozu o kadar arttı ki, eleştirilere de
maruz kaldılar. Ancak biz işin o kısmına değinmeye
hiç niyetli değiliz. Zira dediğimiz
gibi, onlar karantina günlerimizin en büyük
neşesi oldular. ‘Mücbir Sebepler’ bir
gece 00:30’da Bartu’nun Melikşah’ı “Güüüü
naaay dııın Mekik” diyerek yayına alması
ve Melikşah’ın “Güüü nay dın Bartuşko” diyerek
cevap vermesiyle başladı ve her gece böyle
devam etti. Sonrasında gündemi, magazini
kendi üsluplarıyla değerlendirdikleri
eğlenceli sohbetlerini izliyorduk.